***VAZGEÇTİM AŞKINDAN***
1.KISIMAradan iki yıl geçti ama ondan bir daha hiç haber alamadım.
Beni çok sevdiğini söylediği halde başkalarının tuzağı altında ezilen bir zavallıydı benim için...
Peki ama beni elleri bomboş bırakıp gitmesi ne kadar adil oldu.
Şimdi mutlu mu acaba?.Seul`den gitti gideli tam iki yıl oldu...
Bir kez olsun aramadı derken aldığım haber ile yıkılmam üzüntümü bin kat daha arttırdı.Arayan Lise arkadaşım Han Ji-Eun...
Çok pişmanım keşke o telefonu hiç açmamış olsaydım.
O zaman bu haberi de almamış olurdum.Hayatımda hiç bu kadar pişman olmamıştım...
Ji-Eun`un sesi kendisi gibi çok cılız çıkıyor ve söyleyeceği haberle yıkılıyorum.
"Melis bunu söylemek istemezdim ama ...Üzgünüm!!"
"Ne oldu Han Ji-Eun insanı merakta bırakma da söyle..."
"Melis bunu sana söylemem gerektiği için affet beni arkadaşım..."
***
2..KISIMSeul´e geleli 1 ay oldu.Burada yeni okuluma ve arkadaşlarıma çok alıştım.
16 yaşındayım ve Sejong Fen Lisesi´ne gidiyorum.Ankara`dan buraya burs kazanarak geldim.
Ailem Türkiye`de ve buraya yanlız başıma geldim.Okulun yurdu beni çatısı altında barındırıyor.
Zaten bütün okul öğrencileri yurtta kalmak zorundalar.Buraya ve bu okula gelmek için çok çaba harcadım ve
yüksek bir derece ile okula kabul edildim.
Okuldaki tek Türk öğrenci ben değilim.Benimle birlikte Mert adında bir çocuk daha var.
O ailesi ile buraya gelmiş.Ama ailesinden ayrı yurtta kalıyor.Ailesi zengin insanlar.
Yani benim gibi buraya burs alarak gelmemiş ama gerçekten çok zeki olduğunu itiraf etmeliyim...
Aynı sınıftayız.Okula geldiği ilk günden burda çok büyük bir sempati kazandı.Ama fazlasıyla sevimli bir çocuk.
Her ne kadar ukala tavırları olsa bile.
Birbirimizle en başta pek iyi anlaştığımız söylenemez ama kısa sürede çok iyi arkadaş olmayı başardık...
Sanırım bunda aynı topraklardan gelmemizin büyük bir etkisi var.
***
3.KISIMBirbirimize çok alıştık.Sürekli gülüp eğleniyoruz.Ders aralarında hep birlikteyiz.
Tabi okulun en popüler kızı Mertle beraber olmadığı zamanlarda..
.Adı Sung Yi,bizim sınıfın yanındaki sınıfta.Laboratuvar derselerinde beraberiz malesef...
Mertle ilgilendiği çok belli oluyor.Ama insan güzel olunca dünyadaki herşey onun istediği gibi olması gerekmez değil mi?
Mert de onunla iken benimle birlikte geçirdiği vakitlerde olduğundan daha neşeli davranıyor.
Artık aldırmamaya çalışıyorum çünkü Mert onunla birlikteyken Lee Yang-Soo beni hiç yanlız bırakmıyor.
Ama yine de onun yanıdayken Mertle birlikte iken yaşadığım karmaşık duyguların hiç birini yaşayamıyorum.
Tamam Soo çok iyi ve beni hep güldürmeyi başarıyor ama onunla iken Merti çok özlüyorum.
Buraya gelişimin 7.ayını dolduruyorum ve sanırım Merte karyı büyük ve geri dönüşümü olmayan hisler besliyorum.
Onunla birlikte hayatım çok daha kolay ama o olmadığında kendimi boşlukla hissediyorum.
Ve geri dönüşümü olmayan yollara giriyorum hem de bile bile...
***
4.KISIMHerkesi her şeyi geride bırakabilecek kadar bağlanıyoruz birbirimize.
Beni hiç bırakmayacağını söylerken bu sözünü tutmayacağını biliyor mu acaba?...
Her ne kadar bizim beraber olmamızı istemeyenler olsa da sımsıkı sarılıyor bana...
Kulağıma "Seni Çok Seviyorum Melisa ve seni hiç bırakmayacağım"derken Mert giderken sana bu sözünü kesinlikle hatırlatacağım emin ol...
***
5.BÖLÜMBeraberliğimizin 5.ayını dolduruyoruz Mert ile...Karşımıza çıkacak engelleri aşabilecek gücümüz var.
Hep beraber olduktan sonra bizi kimse yıkamaz derken Sung Yi nin hain planlarından hiç haberim olmuyor...
Engelleri yıkabiliriz derken karşımıza çıkan büyük bir sınavdan geçemiyoruz.
Sung Yi nin tuzağına düşebilecek kadar zayıf mıydık seninle Mert?...
Okulda her zaman Mert ile birlikte değilim.Sevgilim olması hiç arkadaşım olmadığı anlamına gelmiyor sonuçta.
Ji-Eun ve Lee Yang-Soo ile çok sıkı bir arkadaşız.Her zaman yanımda olacağını bildiğim iki en iyi arkadaşım.
Ama herkes bizim Soo ile dost olduğumuz gerçeğine varmak istemiyor.
En sonunda bu arkadaşlığımızı Merte karşı bir koz olarak kullanan Sung Yi,bize hayatımızda uğramadığımız bir komplo ile karşılık veriyor.
O gün Mert okula gelmemişti.Ailesi ile birlikte bir şeyler yapmak için okulu asmıştı.Öğle arasında Ji-eun ile kampüste oturuyorduk.
Yanımıza Soo geldi.Biraz oturup konuştuk hep birlikte, sonra Ji-eun sınıfta telefonunu unuttuğunu söyleyip yanımızdan
ayrıldı.Soo ile yalnız kaldık.Onunla iken tedirgin olmazdım ama nedense içimde bir huzursuzluk vardı.
Sanırım Mert okulda olmadığı için bu huzursuzluğum diye düşünüyordum.
Soo ise her zamanki cıvıltısı ile beni güldürmeye çalışıyordu.Ben de o mutlu olsun diye sahte gülücüklerimi etrafa saçıyordum.
Birden duraksadı ve gözlerimin içine baktı."Sen gülünce daha güzel oluyorsun Melisa,bunu biliyor muydun?"dedi ve hiç beklemediğim bir anda
tüm okulun gözü önünde dudaklarıma eğildi ve bir öpücük kondurdu.Ne yapacağımı şaşırdım.Bütün okul bize bakarken bunu nasıl yapardı
.Onu üzmek istemiyordum ama ne yapmam gerektiğini de bilmeden öylece kala kaldım.
Çareyi hiç bir şey demeden oradan uzaklaşmakta buldum.Yerimden fırladığım gibi yanından kalktım.Göz yaşlarıma hakim olamadım.
Kendiliğinden yanaklarımdan süzülürken göz yaşlarım koştum.Arkamdan o da geldi kolumdan yakaladı ve "Özür dilerim Melisa.
..Ben..ben kendimi bir an
kaybettim.Affet beni ne olur.özü..."sözünü kestim ve "Nasıl böyle bir şey yaparsın?
Ben sana güvenirken sen tüm okulun önünde bunu bana nasıl yaparsın anlamıyorum?.
Özür dileme boşuna..."dedim ve sınıfa doğru çok hızlı bir şekilde koştum.
***
6.BÖLÜM "Nasıl böyle bir şey yaparsın Melisa!!!??"dedi telefondaki ses..."Ben sana güvenirken sen aşkımıza nasıl ihanet edersin??
"Mert son derece sert sesiyle sesini hiç yükseltmediği kadar yükseltmişti bana karşı."Ne diyorsun sen
Mert açık konuş benimle ima etmeye çalıştığın ne ise açıkça söyle..."aslında nedenini bildiğim gerçeğin en saçma sorularıydı bunlar
.Ne demek istediğini biliyordum ama bu kadar çabuk nasıl öğrenmişti."Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun sen!!
Sung Yi bana aşkınızın kanıtını gösterdi merak etme ..."
"Bak eğer söylemek istediğin şey Soo nun yaptığı şey ise..."diyebildim sadece çünkü telefonu suratıma kapattığı ile kaldı.
Kendimi anlatmama bile izin vermeden,beni dinleme zahmeti bile göstermeden kestirip attı aşkımızı...
Kaç kere aradım ama ona bir daha hiç ulaşamadım.
***
7.BÖLÜMDaha sonra öğrendim Amerika`ya gittiğini...Beni öylece bırakıp gitti.Bir kez olsun dinlemeden çekip gitti.
Onun ardından bir daha okuldaki kimse ile konuşmadım.Bir kişi dışında;o da beni hiç yanlız bırakmayan Han Ji-Eun...
Sanırım onun destekleri olmasa Seul de bir dakika bile duramazdım.
Bana amacımı hatırlatan insan o oldu.Çok iyi bir doktor olma amacımı...Soo ile de daha sonra hiç konuşmadım.
O benden sadece Merti değil bütün hayatımı aldı.Merti kaybetmeden önce onu ne kadar çok sevdiğimi bile bilmiyordum.
Mert ile son kez telefonda konuştum, şimdi ise ondan aldığım haberleye yıkılıyorum.
En yakın arkadaşım bana hayatımdaki en kötü haberi verirken beni çok büyük bir uçuruma iteliyor.
***
"Han Ji-Eun insanı deli etmede söyle artık ne söyleyeceksen.."dedim."Melisa...Mert,o..."
"Ne olmuş Merte !!!???"
"Amerika ya gittiğinde hasta olmuş ve bir ay önce vefat etmiş..." derken hıçkırıklarla ağlıyordu."Melisa bak sakın kendini üzme.
Onun için yapabileceğimiz bir şey yok artık..."
"Haklısın onun için yapabileceğimiz hiç bir şey yok artık !!!..."
Hani beni hiç bırakmayacaktın Mert??Sana bunu söyleyemeden gittin bu dünyadan...En azından son sözümü söyleyebilseydim sana...
"Ne olur gitme..."bile diyemedim sana...Vazgeçtim artık ben de sen sevmekten vazgeçtim.
Beni böyle bırakıp gittiğin için sonsuza dek vazgeçtim senden...
Tıpkı senin benden vazgeçtiğin gibi!!!
***SON***(Bu hikayeyi 2 sene önce yazmıştım . Umarım okunyunca gülmezsiniz. )
[u]